24 Aralık 2011 Cumartesi

YERLİ DİZİLERLE İLGİLİ

İlk başta keyifle izlediğim dizilerin kabak tadı vermeye başlaması beni çok üzüyor. Ya ben çok şey bekliyorum ya da gerçekten artık senaristler yazacak bir şey bulamıyor. Birbirine benzeyen, uzadıkça tükenen hikayeler artık herkesi bıktırdı; ama genelde televizyondan başka eğlencesi bulunmayan halkımız mecburen bu dizilere mahkum kalıyor, daha doğrusu mahkum ediliyor. Önceden en azından haftanın bazı günleri eski Türk filmleri ya da güzel yabancı filmler yayınlanırdı da biraz şenlenirdik. Şimdi mecburen Fatmagül'e ağlıyoruz, Ali Kaptan'a kızıyoruz, Kuzey'e hak veriyoruz... Bir de dizi izlerken ben sürekli gerilmeye başladım doğru düzgün komedi dizisi de yok. Yahşi Cazibe'yi takip ederdim, o da son zamanlarda kendini tekrar ediyor. Hele de hikayeyi hareketlendirmek amacıyla Kemal'in çocuk sahibi yapılması ve geçen zamana rağmen hala Kemal'in ikili ilişki yürütmeye devam etmesi beni iyice soğuttu diziden. Bizim Yenge'yi severek izliyordum, o da Keşanlı Ali Destanı'na kurban edildi. Şu anda kaçta yayınlandığını bile bilmiyorum. Geçen sene Öyle Bir Geçer Zaman Ki'ye bayılıyordum ve merakla neler olacak diye sonraki haftayı bekliyordum. Bir de hikayenin 1960lardan günümüze kadar yakın tarihimizle ilgili konulara da yer vereceğini duyunca daha da bağlanmıştım diziye. Ama şimdi dizi üçlü ilişkiler yumağından oluşuyor (Ali-Cemile-Karolin, Murat-Aylin-Soner, Berrin-Hakan-Ahmet). Bir de yine geçen sene severek izlediğim Yer Gök Aşk var. Bu senenin başında bir iki bölüm izledim ve bıraktım. Kavak Yelleri vardı bir de, ne tatlı diziydi ilk başladığında arkadaşlıklarına, birbirlerine olan bağlılıklarına hayran kalmıştım, sonra noldu dizi uzadıkça uzadı ve Brezilya dizilerinden farksız oldu. Kimin eli kimin cebinde belli değildi. Neyse ki bitti. Aslında emeğe saygı göstermek istiyorum; ama bu şekilde de temcit pilavı gibi önümüze getirilen konuları, bu millet ağlamayı seviyor, ver dramı her şeyi izlerler düşüncesinde olanları eleştirmeden geçemiyorum. 
Bence bu konuda bir şeyler yapılmalı. Senaristler, yapımcılar artık bu durumun farkında olmalı (bir aralar magazin programları böyle ünlenmişti, her akşam her kanalda magazin vardı, ondan kurtulduk, şimdi de dizilere boğdular bizi). İlk önce dizilerin konularına dikkat edilmeli , çünkü diziler çok ciddiye (Kurtlar Vadisi'ndeki Çakır öldü diye ciddi ciddi cenaze namazı kılan insanlarımız var) alınıyor Türkiye'de. Mesela her dizide insanlar İstanbul'da yaşamalarına rağmen süper evlerde oturuyor (en fakir olanı bile), bu da insanları özendiriyor. Farklı illerimizde başlayan her dizi daha sonra İstanbul'a taşınıp karakterlerin yeni bir düzen kurduğunu gösteriyor (İstanbul'a göç de özendiriliyor). Dizilerde okula giden kızlar full makyajlı, kıyafetleri son moda ve bir giydiklerini bir daha giymiyorlar. 
Belki de diziler çekilirken sosyologların fikirleri alınmalı, toplumumuza, yaşayışımıza uygun konular seçilmeli, bir konu seçildiyse o konuyla ilgili araştırmalar yapılmalı, senaryo tam olmalı, hele birkaç bölüm çekelim sonrası Allah kerim diye diziye başlanmamalı. Dizilerin süreleri kısaltılmalı, çalışanlar da düşünülmeli. Manifesto gibi oldu:)) Neyse kısacası yerli dizilerin tadının yerine gelmesini istiyorum ben. Süper Baba, İkinci Bahar, Bizimkiler, Bizim Evin Halleri, Ferhunde Hanımlar gibi dizilerle büyümüş ve bu dizileri halen özleyen birisi olarak düşüncelerimi paylaşmak istedim.











4 yorum:

  1. Aleviim Aleviiimm Pek Dertli Gördüm Seni, Gel bu Yannı Ben Eğlendiririm Seni ... :)

    YanıtlaSil
  2. Sorma Zeynepim, valla şöyle ağız tadıyla izleyebileceğim bir dizi bulamıyorum:(((

    YanıtlaSil
  3. Trt 1 de Avrupa Avrupa diye bir dizi vardı çook güzel komedi ama tabii yayınlanmıyor artık :( İnterntten falan izleyebilirsen izle seversin ...

    YanıtlaSil
  4. Tamam şekerim bakarım. Teşekkür ederim tavsiyen için:))

    YanıtlaSil