90lı yıllarda ben çocukken, iki savaş hatırlıyorum. Birisi Irak ve Amerika arasındaki Körfez Savaşı ve bir diğeri de Sırpların Boşnaklara karşı yürüttüğü etnik temizlik... Bizden uzak, uzak olması gerektiğini düşündüğüm; Türk askerlerinin sırayla sınırda nöbet tutarak, içeriye girmesine izin vermeyeceği bir şeydi savaş o zamanlar benim için. Hatta televizyonda haberler uzun sürdüğü için sinir olmuştum o günlerde, benim çizgi filmimden daha mı önemliydi savaş, hem de gece karanlığındaki ses çıkaran yeşil ışıklar o kadar da kötü görünmüyordu; onların gittiği noktalarda ocaklara ateşler düşürdüğünü, çocukları annesiz-babasız, anneleri kocasız, insanları uzuvsuz bıraktığını bilmiyordum. Bilmiyordum ama oradaki minicik yaşıtlarım biliyordu bunları. Şimdi büyüdüm ve savaşın ne anlama geldiğini, nelere yol açabileceğini biliyorum ama hala buna insanların nasıl sebep olabildiğini anlamıyorum, anlayamayacağım hiçbir zaman. Bu hırsın kime fayda sağlayabileceğini, paranın temel yaşam maddesi olmadığının neden düşünülmediğini anlayamayacağım. Hele ki renk, ırk, din, mezhep kisvesi altında çıkarılan savaşlar ve buna kanan insanlar da var ya bu dünyada...
İncir Kuşları'nda, Bosna'da Boşnaklara karşı yürütülen soykırım konu ediliyor. Ben daha önce bu konuyla ilgili Sevdalinka'yı (Ayşe Kulin) okumuş ve çok etkilenmiştim. Bu kitapta da Suada ve Tarık'ın aşkı çevresinde Bosna'da yaşanılan dram anlatılıyor. Açıkçası kitabın ilk kısmı beni çok sarmadı. Yazarın diğer kitaplarını okumadım ama ben kitabın ilk kısımlarını biraz acemice buldum. Bence Tarık ile Suada'nın aşkı çok aceleye gelmiş, aniden samimileşmeleri çok yüzeysel olmuş, Suada'nın teyzesinin tarih konusunda bilgi vermesi çok çiğ kalmış, tarihle ilgili ayrıntılar çok göze sokulmuş, tarih kitabı okurmuş gibi geldi bana, ha bir şeyler öğrenmedim mi tabi ki öğrendim, bir de Suada'nın güzelliği sürekli dile getiriliyor, bu da rahatsız etti beni, son olarak da annesiyle babasına yakın bir mesafede (80 kilometre civarı) oturmalarına rağmen ne zaman birbirlerini görseler gözyaşlarına boğulmaları gerçeklikten uzak geldi. Ama sonraki bölümler gayet iyiydi, belki de yazar da hemen konuya girmek istediği için o kısımlar biraz üstünkörü geçmiştir kimbilir? Savaş başladıktan sonra ise ben kitabın sonuna nasıl geldim anlamadım. Okurken çok kötü oldum. O insanların yaşadıklarını yüreğimde hissettim. Bunların kurgu değil her savaşta yaşanan şeyler olduğunu bilmek beni daha çok etkiledi. Bitirdiğimde yüreğimde bir taş varmış gibi hissettim. Birkez daha hala özgür bir ülke olduğumuza şükrettim. Birkez daha bizim için kendilerini feda eden atalarımıza şükrettim.
thanks Ioana, I follow you right now:))
YanıtlaSilkitabı şimdi bitirdim ve internette bakınırken sizin bloga denk geldim düşüncelerimi aynen özetlemişsiniz bu kitapla ilgili...
YanıtlaSilKitabı daha okumadım ama sizin yorumlarınızdan sonra yeni kitap listeme ekleyiverdim. En kısa zamanda alıp okuyacağım. Paylaşım için teşekkürler...
YanıtlaSilYolunuz düşerse bana da beklerim...
http://www.izlenimlerinderinligi.blogspot.com
rica ederim, beğendiğinize çok sevindim. sizin bloğunuzu da severek takip ediyorum:))
SilKitabı ikinci kez sizden duydum alıp okumak lazım :)
YanıtlaSil