17 Nisan 2013 Çarşamba

TAVSİYE KANALI

İlk bir blogger'ın sayfasında gördüm Tavsiye Kanalını... Nedir, ne değildir biraz baktım ve fikir çok hoşuma gitti. Denemeniz için size belli markaların ürünlerini gönderiyorlar ve bunun üzerine hem o ürünü denemiş oluyorsunuz hem de çevrenizdekileri o ürün hakkında bilgilendiriyorsunuz. Yani reklamcılık-pazarlama sektörünün az da olsa tozunu yutmuş oluyorsunuz :) Bir iki gün önce katıldığım kampanyadan paketim geldi. Ülker Teremyağın yanında şirin bir önlük, bir kaç tane tarif defteri ve nefis mamaların tarifi bulunan bir tarif kitapçığı da vardı. En kısa zamanda Teremyağ ile yaptığım tarifimi ve ürünle ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım Tavsiye Kanalıyla tanışmak isteyenler buraya tıklasınlar lütfen :) Sevgiyle kalın.



4 Nisan 2013 Perşembe

ŞU SIRALAR TAKİP ETTİĞİM DİZİLER

Çok uzun zamandır yabancı dizi tanıtımı yapmıyorum. Bir dizide aradığım kriterler fazla olunca bazen dizi bulmakta zorluk çekiyorum ve bu sırada büyük bir yoksunluk yaşıyorum :) Çok uzun zamandır izlediğim "House"u bitirdikten sonra epeydir istediğim gibi uzun süreli bir dizi bulamadım ama şu sıralar bulmasam bir yandan da iyi olacak çünkü yine "kpss yolları taştan" durumum var o yüzden uzun süreli bir diziye yaza kadar sarmamayı düşünüyorum. Neyse efenim şimdi devam eden dizilerden beğendiğim birkaç tanesini sizinle paylaşmak istedim. Belki istediği gibi bir dizi bulamayan vardır benim gibi. 
The Vikings dizisiyle başlayalım. Vikinglerin, batıdaki Anglo Sakson (şimdinin İngiltere'si) topraklarına yapmış oldukları keşifler konu alınmış. Keşif dediysem öyle kendi halinde haa burda yeni bir dünya varmış aman ne güzel değil; adamlar, Moğollar gibi girdikleri yeri yağmalıyorlar. O yüzden şimdilik kendilerine sempati besleyemedim, Anglo Saksonların tarafındayım :) Gerçi İngilizler yıllar sonra burda öğrendiklerini sömürge topraklarında uygulayarak hiç acınmaya değer olmadıklarını da gösteriyorlar da neyse yufka yürekliliğime verin. Ragnar asıl adamımız ve karısına bayıldım. Güzel, kuvvetli ve vahşi... Bir de bunların başında Earl diye bir adam var ki o da düşman başına arkadaşlar neyse hele bir izleyin bence beğeneceksiniz. Bu arada Vikinglerin pagan inanışı hakkında da güzel göndermeler var yani hem eğleneceksiniz hem öğreneceksiniz :)

İkinci dizim The Following. Bilmem polisiye dizileri sever misiniz? Ben böyle bulmacalı, katil-polis kovalamacası olan filmdir, dizidir çok severim. İşte bu dizi buna yeni bir soluk getirmiş. Joe Caroll; yakışıklı, başarılı bir edebiyat profesörü, güzel bir karısı var ama adam psikopat. Öğrencilerinden güzel olanları ve onu anladığını düşündüklerini, Edgar Allan Poe şiirlerinden esinlenerek öldürüyor. En sonunda yakayı ele veriyor ve karısı ne pis bir herifle evlendiğini gördükten sonra FBI ajanı Ryan Hardy'le yakınlaşıyor. Bu arada hapishanede olan Joe boş durmuyor, kendine ilgi duyan hayranlarından bir grup oluşturmaya başlıyor ve o içerdeyken hayranları onun için cinayet işlemeye başlıyor. Bazı yerlerinde mantık hataları olsa da (FBI'ın çok tehlikeli yerlere Ryan Hardy ile birlikte en fazla bir iki adamı göndermesi, Joe Caroll'ın bu gruptaki insanlarla hapishanede başkaları dinlemeden konuşması vs.), heyecanlı bir dizi arayanlar için birebir.



Ve son olarak Bates Motel, Alfred Hitchcock'un filmi Sapık'tan önce yaşananlarla ilgili. Güzel Norma, kocası öldükten sonra icradan bir otel satın alır. Oğlu Norman'la birlikte yeni bir hayata başlamak ister.  Ama her şey o kadar kolay değildir. Anneyle oğulun ilişkisi biraz tuhaf. Kocasının ölümü de şüpheli geldi bana ama henüz bir şeyler belli değil. Kasaba da onlardan tuhaf, garip garip işler dönüyor. Yine gizemli ve ilginç bir dizi bence. İzlenmeye değer ya da en azından denemeye değer.