25 Kasım 2012 Pazar

HALİDE - FRANCES KAZAN


Ortaokula başladığımda artık çocuk kitaplarının bana çok da hitap etmediğini hissettim. O zamanlar gençlere yönelik çok kitap da yoktu bir İpek Ongun vardı bir de Gülten Dayıoğlu. İpek Ongun'un kitaplarıyla tanışmam ayrı bir post konusu olsun, yetişkin dünyasına ait ilk okuduğum kitap Halide Edip Adıvar'ın Sinekli Bakkalı'dır. Aslında bana okumayı sevdiren yazarlardan biri olduğunu söyleyebilirim rahatlıkla. Sinekli Bakkal'dan sonra Kurtuluş Savaşıyla ilgili bir kitap olan Türk'ün Ateşle İmtihanı, Fedakar Aliye Öğretmen'i anlatan Vurun Kahpeye romanlarını da okudum kendisinin, belki başka kitaplarını da okumuşumdur ama şu anda hatırlayamıyorum. Cumhuriyetin ilk yıllarında kadınlara öncülük yapmış, erkeklerin dünyasında kendi sesini duyurmayı başarmış bu büyük yazarımızın hayatını anlatan bir kitabı okumak beni çok mutlu etti. Kitapta Halide Edip'in çocukluğu, gençliği, ilk aşkı, çalışmaları, ailesiyle ilişkileri yalın ve sürükleyici bir şekilde anlatılmış, bu arada dönemin özelliklerine değinilmiş. Romanı bitirdiğimde, severek okuduğum yazarın hayatıyla ilgili ayrıntıları öğrenmiş oldum.

essence ojelerim



Essence'in ojelerini çok seviyorum, hem çabuk kuruyor hem de orijinal renkleri var. Daha önceden tek tek yayınlamayı düşünüyordum ama baktım ki epey bir oje birikmiş hepsini birden yayınlayım dedim. Üstteki foto, serçe parmaktan itibaren: 54 trust in fashion (yeşil), 43 where is the party (morlu-mavili), 73 princess prunella (bordomsu), 40 absolutely stylish (kahverengi), 08 dopey (lila), Alttaki foto serçe parmaktan itibaren 64 be optimistic (bunu özellikle tavsiye ederim çok hoş, nostaljik bir renk), 62 reach peach (kiremit kırımızısı ama bu da retro bir renk), 47 ready to go (fuşya-kırmızı), 77 in style (mavinin değişik bir tonu), sonuncusu da bir çok blogta tanıtılan benim de çok sevdiğim 72 time for romance.

14 Kasım 2012 Çarşamba

Hotel Rwanda (Otel Ruanda)




Birkaç hafta önce Gülhan'ın Galaksi Rehberi Ruanda'daydı. Afrika'nın küçük bir ülkesi, yer üstü ve yer altı kaynağı yok yeterince ve insanlar daha çok tarımla geçiniyorlar. Yıllar önce Belçika'nın sömürgesi olan ülke, Belçikalıların yapmış olduğu bir ayrımcılıkla iç savaşa sürüklenmiş. Tutsiler ve Hutular; Tutsiler, daha ince uzun zarif yapıda olanlar ve Hutularda biraz kısa, tıknaz yapıdakiler... Yani aralarındaki fark bu... Belçikalılar, ilk önce Tutsileri iyi yerlere getiriyorlar, önemli mevkilerde görevlendiriyorlar ve Hutular yıllarca aşağı sınıf olarak görülüyor. Daha sonraki yıllarda rüzgar ters yönden esiyor ve Batılı devletler (başta Fransa olmak üzere) bu sefer Hutuları silahlandırıyor ve onları  Tutsilere karşı kışkırtıyorlar. Sonuçta 1994 yılında sadece 3 ay içinde yaklaşık 1 milyon Tutsi, Hutular tarafından palalarla öldürülüyor. Hutular özellikle Tutsilerin çocuklarını, bebeklerini hedef alarak soykırım yapmaya çalışıyorlar. 
İşte Otel Ruanda bu acı olayı, gerçek bir hayat hikayesini anlatıyor. Otel Ruanda'nın müdürü Hutu Paul Rusesabagina 1000 civarında Tutsinin kurtulmasını sağlıyor ve bu yönüyle Schindler'in Listesi filmine benziyor. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. 
Son olarak eğer Gülhan'ın Galaksi Rehberi'nin o bölümüne rastlarsanız, Ruandalı çocuğun Gülhan'ın sarı saçlarını çok beğenerek hafifçe saçlarına dokunduğu bölüme özellikle dikkat edin, çok hoş bir sahneydi. 

"Bölünmeyi yaratan belçikalılar. insanları seçtiler, derilerine göre; insanlar arsında bölünme yarattılar. Belçikalılar ülkeyi Tutsiler'e yönettirdiler. Ayrıldıklarında da Hutular'a bıraktılar. Ve tabi ki Hutular da yıllar süren baskının intikamını alıyorlar."

Ufak bir çocuğun af dilemesi: "Bir daha Tutsi olmayacağım nolur affedin, uslu olacağım n'olur bir daha Tutsi olmayacağım öldürmeyin beni!"

"- Yüzüme tükürsen daha iyi.
 - Affedersiniz albay?
 - Sen bir pisliksin.
 - Biz senin pislik olduğunu düşünüyoruz, Paul.
 - Biz kim?
 - Batı, tüm güçlü devletler,güvendiklerinin hepsi Paul.
 - Senin pislik olduğunu düşünüyorlar, hayvan dışkısı olduğunu. sizler değersizsiniz.
 - Korkarım söylediklerinizi anlamıyorum efendim.
 - Yapma, bana palavra atma Paul. Sen buradaki en akıllı adamsın. Bu lanet otele sahip olabilirsin,ama bir şey var...Sen siyahsın. bir zenci bile değilsin. Afrikalı'sın. Burada kalmayacaklar Paul. Bu kıyımı durdurmayacaklar."