27 Nisan 2014 Pazar

DARA GEZİSİ-ANADOLU QUARTET KONSERİ




Mardin etkinlik sayfasında Anadolu Quartet adlı bir grubun konser ilanı vardı. Google'da grubun müzik videosunu bulup izlediğimde çok hoşuma gitti. Tarihi ve ulaşımı bana uygun olmadığı için arkadaşım Evrim'e haber verdim belki gitmek ister diye. O da bir arkadaşıyla gitmeye karar vermişti, ancak arkadaşının bir işi çıkınca ve Midyat'tan konser için minibüs ayarlanacağını duyunca bana gelmek isteyip istemeyeceğimi sordu. İkiletmeden kabul ettim, iyi ki de etmişim çünkü çok güzel bir gün geçirdik. İlk olarak Dara Antik Kentine uğradık. Dara Antik Kenti, Mardin Nusaybin yolu üzerinde bulunan Mezopotamya'nın en eski yerleşim yerlerinden biri. Bizanslılardan kalma. Çalışmaların devam etmesi nedeniyle kapalı olan kısımlar olsa da orayı görmek, tarihin izini sürmek çok güzel oldu. Daha sonraki durağımız Mardin Kasımiye Medresesi oldu. Artuklular dönemine ait, zamanının önde gelen medreselerinden biriymiş Kasımiye Medresesi. İçerisinde bir de türbe bulunmakta ama kime ait olduğu yazmıyordu ya da ben göremedim. 
 Kasımiye Medresesinden ayrdıldıktan sonra bir restoranda yemek yeyip yolculuğumuzun asıl amacı olan Anadolu Quartet konserinin yapılacağı Mardin Artuklu Üniversitesine doğru yol almaya başladık. Anadolu Quartet grubu hepimizin bildiği Anadolu türkülerini modern bir üslupla yorumlayan bir grup. Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye çeşitli türküleri batılı enstrümanlardan dinlemek çok farklı bir deneyimdi. Bu deneyimi paylaşmak isteyenleri buradan alalım :) Biraz hüzünlenerek biraz gülümseyerek bedenimiz o koltukta, aklımız o türkülerin asıl söylendiği yerlerde iken geçen iki saatin ardından; sanatın insanlar için vazgeçilmez olduğunu birkez daha hissettim.


SARALLELİ AĞIZDA DAĞILAN KOLAY KURABİYE

Ne zaman bloğumu artık ihmal etmeyeceğim, hergün olmasa da birkaç günde bir yazı gireceğim diye niyetlensem bir türlü olmuyor. Internet problemimin 1 haftada çözülmesi (bu süre saç baş yolumuyla geçmiştir), annemlerin beni ziyarete gelmesi ardından okuldaki çalışmalar derken bloğu iyice boşladım ama sizinle paylaşacaklarımı bir kenarda biriktirmeye devam ediyorum, fırsat buldukça yazılarımı hazırlayacağım. Şimdi pazar gününe yakışan mis gibi bir kurabiye tarifi paylaşmak istiyorum sizinle. Kurabiye yapmak genelde risksiz gelir bana, özellikle kekin kabardı mı kabaracak mı içi tam pişti mi pişmedi mi ikilemlerini yaşatması nedeniyle risk almak istemediğim durumlarda kurabiye benim kurtarıcım oluyor. Evde olan malzemeleri kullanarak biraz bundan koyayım biraz da şundan diyerek yaptığım bir kurabiye oldu ama tadını çok beğendim. Denemek isteyenler için: 
Malzemeler
Yarım paket margarin (ben Becel tereyağlıyı kullandım)
Yarım kutu kaymak (çabuk bozulduğu için kalanı bu şekilde değerlendirdim)
2 yemek kaşığı Saralle Bitter (Nutella ya da evde ne varsa kullanılabilir)
Yarım su bardağı pudra şekeri (Saralle şekerli olduğu içinbu kadar şeker kullandım)
1,5 çay bardağı pirinç unu (buğday nişastası falan da olabilir, kurabiyeye kıyır kıyır tadını bu verdi)
1 pk. vanilya, 1 pk hamur kabartma tozu
Alabildiği kadar un
Önceden ısıtılmamış fırında 150-160 derecede 13-15 dak pişirmek yeterli oluyor. Sütün, kahvenin, çayın yanına yakışır esmer güzeliniz hazır :)



3 Nisan 2014 Perşembe

MİDYAT

Zaman ne de çabuk geçiyor... Anlamadan Nisan geldi bile, her ne kadar havalar tam da bahar sıcaklığına kavuşmamış olsa da güneşli günler ve kuşlar baharın geldiğini söylüyorlar. Son zamanlarda ülkenin gündemi, olaylar kafamı çok meşgul ettiği için yeni bir yazı yazmak için zihnimi toparlamak istedim. Merak etmeyin uzun, veryansın dolu bir yazı olmayacak bu ama şunu demeden geçmek istemiyorum umarım gelecekte şaibesiz, futbol maçı ayarında olmayan, yasakların gölgelemediği seçimler görürüz.
Şimdi gelelim yazımızın asıl konusu olan Midyat'a... İnsan neden yaşadığı yerin tadını çıkarmayı hep erteler anlamıyorum, İstanbul'da da böyleydi bir gün gitmek lazım diye ertelediğim o kadar yer var ki anlatamam ki kaç senedir oradayız. Midyat'ta da böyle oldu, burayı da ancak yeni gezebildim. Şimdi gördüğüm, gezdiğim yerleri sizinle paylaşmak boynumun borcu :)
İlk durağımız Shmaya Otel... Facebook Midyat öğretmen gruplarında bir öğretmenin profil resminde gördüğüm manzarayı çok beğenince, hemen arkadaşım Evrim'e gönderdim, belki biliyordur diye ama o da bilmiyormuş, o öğretmen arkadaşla iletişime geçip oranın Shmaya otel olduğunu öğrendik. Ertesi gün planımızın ilk ayağı orası oldu. Kafe bölümüne çıkıp birer kahve söyledik. Manzara enfes ama biraz sessiz gibi geldi bana müzik falan yoktu belki de henüz sezon olmadığından biraz cansızdı bilemiyorum ama geri kalan her şey çok güzeldi.
Kahvelerimizi içtikten sonra Konuk Evine gitmek üzere kalktık. Yolda Turizm Ofisine denk geldik, Midyat'la ilgili bir broşür aldık. İçeride Midyat'ta yapılan çok güzel şallar vardı. Onlara bakmadan çıkamazdık tabii ki :)

Son durağımız Konuk Evi'ydi. Konuk Evi; Sıla, Adını Kalbime Yazdım gibi dizilere ev sahipliği yapmış çok güzel bir konak. 1 lira giriş ücreti var, içeride Midyatlı kadınların yapmış olduğu fularlar, şallar, yazmalar satılıyor. Biz gezerken aşağıda Adını Kalbime Yazdım dizisi çekiliyordu, biraz baktık.
Ve güzel bir günden hatıra fotoğraflarla yazımı sonlandırıyorum. Kısa zamanda görüşmek dileğiyle :)