19 Aralık 2015 Cumartesi

AŞK MEÇHULE YÜRÜR - FİLİZ ÖZDEM

Herkese merhabalar, en son yazı yazdığımın üzerinden epeyce bir zaman geçmiş. Hele kitap yazısı yazmayalı epeyce bir olmuş ne yazık ki bu kitaptan önceki okuduğum kitabı yarım bırakmak zorunda kaldım. Galiba ben hayal edemediğim kitapları okuyamıyorum yani gözümün önünde anlatılan sahne tam olarak canlanacak, bu durum olmayınca kitap beni sarmıyor ve öylesine okuyormuşum gibi oluyor en sonunda da kaçınılmaz son bitirmeden kitabı bırakıvermek gerçekleşiyor... Keşke bu durumu peşin peşin kabul edip kitabı okumayı sürdürmesem ama bazen diyorum ki bu kadar insan beğenmiş bir şey vardır belki daha sonra açılacak diye ama genelde olmuyor. O yüzden kitap yazısı hazırlamam biraz uzun sürdü. Şimdi yeni bitirdiğim kitap Aşk Meçhule Yürür'den bahsedeyim biraz. Filiz Özdem daha önce okumadığım bir yazar, ilk kez bu kitapla tanışmış oldum kendisiyle. İlk başladığımda kitap inanılmaz içine çekti beni, Mercan'ın hikayesini öğrenmek istedim. Kitaba hakim olan zaten Mercan'ın içinde bulunduğu iç karartıcı hal ve çaresizlik. Birçok yerde anlatılan hikayenin içinde buldum kendimi. Mercan'ı, Ziya'yı, Abidin'i, Meltem'i yakından izledim. Hepsinin tipi gözümde canlandı.  İlk kısımda anlatılanların daha sonra beklenmedik bir şekilde değişmesi zihnimde yarattığım karakterleri tepetaklak etse de ilginç ve okunmaya değer bulduğum bir kitap oldu.

"Yaşadığın anın içinde kendini yetişkin sanıyorsun. Halbuki üzerinden yıllar geçtikçe, hafızanın fotoğrafhanesindeki karelere baktıkça, insanın burnunun direği sızlıyor, hayata ve kendisine karşı içi merhametle doluyor. Meğer çocukmuşuz hep..." 

"Öyle işte, hayallerinde, canının istediği gibi eğip bükerek birini sevmek ne kolay, değil mi? Hiç mızıkçılık etmeyen, hiç canını sıkmayan, tamamen senin hükmünde olan birini..."

"Meltem ona bir işaret koymuştu. İşaret konmaya değer biri olduğunu hissettirmişti."

"Belki de ruh denen, karanlığa,  dibe doğru uzanan derin bir kuyu değil; gittiği her yöne doğru çatallanan, pek çok irili ufaklı yola bölünerek labirentler şeklinde dibine, dikine, verev, döngüsel, yatay, karmaşık yollar izleyen, başına buyruk sarmal bir kuyuydu."

"-Neden kendine yeni bir hayat kurmadın?
 - Kuramadım Ziya. Kuramadım işte. Ben herkeste sende olmayanları aradım. Sende olmayanları bulduğumda da, sende olanların hasretiyle yandım." 



2 yorum:

  1. Konusunu tam anlayamadım ama kapağı çok güzelmiş...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konusu Mercan'ın imkansız aşkı üzerine ama aslında bu kadar basit değil. anlatılmaz, okunur denilebilecek bir kitap bence :)

      Sil