9 Ağustos 2015 Pazar

TOPRAK - BUKET UZUNER VE ÇORUM MÜZESİ GEZİSİ

Temmuz kitap okuma açısından pek verimli geçmedi benim için. Tatil, bayram, koşuşturma derken ancak iki kitap okuyabilmişim. Bunlardan biri de Buket Uzuner'in Toprak kitabı. Önceki yazımda da bahsetmiştim aslında Temmuz ayında bu yazıyı hazırlamak istedim ama kısmet şimdiyeymiş. Buket Uzuner'in Su kitabının devamı olan Toprak, Hititlerin anayurdu olan Çorum'da geçiyor. Tarihi eser hırsızlarının peşine düşen Defne Kaman bu sefer Çorum'da kayıplara karışıyor. Küçük bir şehir olan Çorum'da Defne Kaman'ın bulunması için vali, emniyet müdürü, herkes seferber oluyor. Defne'nin kaybolduğunu duyan Defne'nin büyükannesi Umay Nine de aramalara yardımcı olmak için Sahaf Sabahat ile Çorum'un yolunu tutuyor. Bu sırada Yazılıkaya'da ortaya çıkan bir geyik efsanesi Çorum'da dilden dile dolanıyor. Serinin ilk kitabı olan Su'da yunus parklarına dikkat çeken Buket Uzuner, bu sefer tarihi eser kaçakçılığı ve toprağın kutsallığına dikkat çekmiş. Kitapta Hititlerle, doğayla ilgili çok güzel bilgiler verilmiş; bu bilgiler, kitapta karakterlere gayet güzel bir şekilde söyletilmiş yani sanki bir ansiklopedi okuyormuş gibi olmadım, açıkçası bu yönden çok beğendim. Şamanlığa ilk kitap kadar değinmemiş. Hatta sanki kitap çok uzatılmış gibi geldi bana bu sefer. Defne Kaman'ın ortaya çıkışı falan da çok aceleye gelmiş, son bölüme sıkışmış gibi. Yazarın içinde bulunduğu dönemden dolayı belki de böyle olmuştur (Toprak kitabında kendisi şöyle yazmış: "Kamlık ya da Paganlık unsurlarından biri olan Toprak/Yer her zaman kurban talep etmiş ve almış" ve kendisi kitabı yazdığı dönemde annesini kaybetmiş). Kitabın sonunda çok güzel referanslar bölümü var, konuyla ilgili daha çok araştırma yapmak isteyenler buradan faydalanabilir. Ben birkaç tanesini gözüme kestirdim mesela. Genel olarak beğendiğim bir kitap oldu, olayın geçtiği yerin de memleketim olmasından ötürü daha bir severek okudum. Yıllardır gitmeyi isteyip de gidemediğim daha doğrusu sürekli ertelediğim Çorum Müzesi gezimi de yapmamı sağlamış oldu.
Şimdi gelelim postumuzun ikinci konusuna: Çorum Müzesi. Müzemiz, şimdiki binasında 2003 yılından beri ziyaretçilerini ağırlıyor, daha önce bu bina, okul ve hastane olarak kullanılmış. Hitit dönemi ağırlıklı olmak üzere birçok döneme ait eserler bulunuyor.Giriş 5 lira, müze karta ve maksimum kartı olanlara ücretsiz.


İçerisi 4 kattan oluşuyor ve her katta dönemlere göre sınıflandırılmış eserler var. Girişte bir kral mezarı bulunuyor. Sanki bizi karşılar gibi değil mi? Oldukça ürkütücü!

İçeride flaşsız olarak fotoğraf çekmeye izin veriliyor. Diğer katlarda da o kadar çok eser var ki dünyanın başka yerinde olsa bunlar tek bir müzede sergilenmezdi eminim. Düşünün gözyaşı şişeleri bile vardı. Takılar ise ayrı bir güzellikti, kadın her çağda kadın işte :)





Sadece bir eksikliği vardı bence, o da Müzenin çıkışındaki hediyelik eşya dükkanı. Çok yetersizdi, romanda hediyelik eşya dükkanından Kadeş antlaşmasının replikası var şeklinde anlatılmıştı. Ben de belki takıların benzerlerini orada satarlar diye ummuştum ama ne yazık ki orijinal birkaç şey dışında genelde hediyelik eşya dükkanlarında satılan basit şeyler vardı. Keşke bu işe birileri el atsa ne güzel de satar aslında, neyse fotoğraflarıyla yetineceğim artık napalım :( Uzun bir yazı oldu yine, ne kadar anlatsam yeterli olmaz aslında o yüzden tavsiyem gidip yerinde görmenizdir. Sevgilerle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder