1 Aralık 2013 Pazar

ÜÇ FİLM DAHA :)

Burada havalar çok erken kararıyor ve dışarıda yapacak bir şey olmadığı için film, örgü, kitap ve dizi, sırayla ya da karışık beni eğlendiriyorlar :)
İlk filmimiz bir Kore filmi, Bin Jip, Türkçesi Boş Ev. Adından çok söz edilen bir film olduğu için aklımdaydı. Herkes Bin Jip süper, Bin Jip harika deyince ister istemez akılda kalıyor. Kötü bir film mi değil ama benlik pek değildi izlerken çok ara verdim ordan da beni sarmadığını anladım ama bitirdim yine de aferin bana :) Bir çocuk evlere ilan yapıştırıyor ve akşam o evleri tekrar dolaşıyor eğer ilan alınmamışsa evin boş olduğunu anlıyor ve o eve girip bir şeyler yiyor içiyor, çamaşırları falan yıkıyor, dergi okuyor sanki kendi eviymişcesine, artık ne tarz bir deliyse :) Birgün girdiği bir evde tam bu faaliyetlerini sürdürürken eşiyle tartışmış ve dayak yemiş bir kadının yani evin sahibesinin onu izlediğini fark ediyor. Kadın hiç ses çıkarmıyor, o arada eşi geliyor ve olaylar gelişiyor. Yani anlamsız bir film gibi geldi bana, mesajsız, öylesine çekilmiş ama yine de bilmem beğenenlerin vardır bir bildiği siz de bir bakın derim.

İkinci filmimiz bir Türk filmi, Vücut. Bir ara özellikle özel sahneleri olması nedeniyle çok konuşulmuştu. Zaten konuşulmasa şaşardım ki bence filmin konusuna göre gayet usturuplu olmuş sahneler. Hatice Aslan'ı yıllardan beri izliyorum ve onun güzelliği, oyunculuğu beni çok etkiliyor. Eski bir porno oyuncusu Leyla ile genç İzzet'in yolları kesişir. Film hayattan bir kesit sunuyor bize, olayların kesin bir sonlanması yok bize tahmin hakkı veriyor bu yönden güzel ama birkaç noktada eksiklik hissettim hikayede her ne kadar şimdi tanımlayamasam da öyle ama genel olarak güzel bir filmdi.
Son filmimiz biraz önce izlediğim ve çok beğendiğim Dilber'in 8 Günü. Yine ne izlesem krizlerine girmiştim ki gözüme bu film takıldı. Dur azıcık bakayım dedim sonra da aaa Mardin'e ne kadar benziyor diye düşünürken filmin Mardin'de çekilmiş olduğunu öğrendim. Güzel Dilber, çocukluk aşkı Ali'yle evlenme hayalleri kuruyordur. Ali'nin babası ise onu başka biriyle evlendirmeye karar vermiştir. Dilber bu işe karşı çıkar ama Ali de yanında durmayınca, dağın arkasından ilk gelen kişiyle evleneceğine dair yemin eder. İşte bu noktada dağların arkasından gelen Mehmet (Fırat Tanış) hikayeye dahil olur. Mehmet'in bacağı sakattır, kimsesi yoktur. Şimdiye kadar kimse ona kız vermemiştir. Teklifine olumlu yanıt alınca düşüp bayılır. Filmin başında bir mahkeme sahnesi vardı, tahminlerde bulundum o sahneyle ilgili sonra ilk tahminim değişti. Çok esaslı bir filmdi, insanın içini ısıtan. Kesinlikle izleyin derim. Sevgiler ve sendromsuz pazartesiler :)



2 yorum:

  1. Ne zamandı güzel bir türk filmi izlememiştim .İlk fırsatta izleyeceğim filmler arasnaı aldım teşekkürler paylaşımınız için

    YanıtlaSil