"Hepimiz nar taneleri gibi birbirinden ayrıyız: Hem çok benzeriz, hem de
çok farklıyız. Ama açılmamış bir bütün nar gibiyiz aynı zamanda. Bizi
bir arada tutan kabuk, birbirimize duyduğumuz inançtır."
Biraz önce izledim ve sıcağı sıcağına yazmak istedim. Uzun zamandır izlemek istiyordum ama bir türlü izleyememiştim. Aslında konusunu da bilmiyordum, çok övüyorlar diye merak etmiştim (psikolojik gerilim olduğu söyleniyordu). Konusunu bilmemem de iyi olmuş, çünkü şimdi bakıyorum internetteki yorumlar insanı yönlendirecek nitelikte, ön yargılı yaklaşabilirdim filme. Öylesine izlemeye başladım ve çok beğendim. Soluksuz izledim diyebilirim. Serra Yılmaz'ı; modern, şehirli kadın rolünden farklı bir rolde görmek ilk etapta şaşırttı beni. Zaten filmde 4 kişi var ve genel olarak herkesi beğenmekle birlikte Kapıcı Mustafa rolünü oynayan Erdem Akakçe'nin yeri bence ayrı.Konusunu söylemek istemiyorum, isteyen netten bulabilir ama benim tavsiyem konusunu araştırmadan izleyin daha çok tat alacaksınız.
“Dünya böyle işliyor, anlamıyorsun çünkü sen bunları hiç düşünmedin
hayatında. çünkü senin dünyan şu kadar, şu kadarcık. O dünyada ben
varım, aşk var, sevgi, çiçekler, böcekler, ailen var belki, sevgili
annen-baban, solcu emekli öğretmenler, idaelistler, kediler, başka ufak
yumuşak mahluklar, sümerce, çivi yazısı, hamurabi, oyuncu olma
hayellerin var sonra, iki tane özel kurs, üç tane oyunda yan roller,
kahve, güzel şarap, senin dünyan bu, cici kız dünyası”
23 Eylül 2012 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder