28 Şubat 2012 Salı

SPARTACUS-VENGEANCE




Spartacus geçen seneden beri severek, ilgiyle ve heyecanla takip ettiğim bir dizi. İlk sezonda Andy Whitfield'la bütünleştirdiğim Spartacus karakterinin zorunlu olarak değişmesi beni üzdü. Yeni Spartacus Liam Mcintyre kesinlikle Andy Whitfield'in yerini dolduramadı. Bakışları, duruşu, vücut yapısı bile zayıf kaldı. Hatta dizide Spartacus'ün etkinliği bile azaldı gibi geldi bana. Naevia'nın değişmesi de yine dizide büyük bir eksiklik yarattı. Naevia sadece tip olarak değil kişilik olarak da değişmiş gibiydi. Anlamlı bakışlı, güzel Naevia gitmiş; sümsük duruşlu, sürekli ezik ezik bakan bir tip gelmişti. Sanki "Alın bu da melez, aynısı" demişler gibi. Crixus'ın hayatını tehlikeye atmasına değmedi bence. Kısacası Spartacus'ün tadı kaçtı. Özellikle 3. sezonun ilk 4 bölümü hiç tat vermedi. Önceden Spartacus dizisi yayınlanır yayınlanmaz izlerdim. Geçen hafta 4. bölüm  yayınlandığında bilgisayarıma indirdim, ama öylece durdu birkaç gün sonra; başka dizi kalmadığı için açtım izledim. Yapımcılar izleyicinin dikkatini canlı tutabilmek için yine erotik sahnelere ve kanlı görüntülere sığınmışlar. Son bölümde ise Gannicus'ın dönüşü ve Arena'daki sahneyle, Spartacus'ün eski bölümlerinde aldığım tadı aldım ve "sonunda, bu sefer oldu" dedim. Bölümü izlerken aynı heyecanı ve tadı duydum. Bundan sonraki bölümler nasıl olur bilmiyorum ama bence bu bölüm bu serinin en güzel bölümüydü.

25 Şubat 2012 Cumartesi

GÜNÜN KEKİ:))



Kaç gündür canım şöyle güzel bir kek istiyordu. Tatesal'ın bloğunda gördüğüm kek tarifini azıcık değiştirerek (kakao kullanmadım onun yerine keke bir paket bitter çikolatayı kırarak ekledim bir de şeker miktarını bir su bardağına indirdim, tadı çok güzel oldu yine de) uyguladım ve ortaya yumuşacık, leziz mi leziz bir kek çıktı. Tam böyle süt, kahve, çay (artık hangisini tercih ederseniz) yanına yakışacak bir kek.

24 Şubat 2012 Cuma

INGLOT VS NIVEA



                                         Inglot 145
                                          Nivea Vintage Mauve



--> Nivea



--> Inglot







Rujda gül kurusu rengini çok severim. Hem doğal hem de şık, bakımlı bir duruş verir dudaklara. Nivea Pure&Naturals 73 numara epeydir elimde vardı. Nivea'nın makyaj ürünlerini kaldırması nedeniyle belki de bir daha bulamayacağım bir ruj. Ben genelde altına lip balm sürerek kullanıyorum ve güzel bir renk veriyor. Inglot ruju da yakın bir zamanda aldım. Aslında Nivea ile bu kadar yakın renkte olduklarını bilmiyordum, daha doğrusu ilk kez ikisini yanyana getirince canım sıkıldı, aynı tonlarda iki ruj, gereksiz oldu bu alışverişim diye düşündüm ama renklerin dudakta duruşu çok farklı, Nivea biraz daha pembe tonlarında, Inglot ise biraz daha koyu, hafifçe toprak tonlarına çalıyor. İkisinin de kalıcılığı güzel, ama Inglot birazcık daha kalıcı. İkisinde de paraben yok. Severek kullanıyorum her ikisini de. Gül kurusu renginde ruj arayanlar için belki bir fikir olur. Sevgilerle.

23 Şubat 2012 Perşembe

KIVANÇ TATLITUĞ EFSANESİ


Genelde yabancı dizileri takip etmeyi seviyorum. Televizyonda ise bir iki yerli diziye, canım isterse bakıyorum. Kuzey Güney de her hafta olmasa da arada izlediğim ve takip ettiğim bir dizi. Senaryo vasat aslında, çok da ilginç bir hikayesi yok. Ama Kıvanç Tatlıtuğ sayesinde izlettiriyor ya da ben o yüzden izliyorum. Kıvanç Tatlıtuğ çok yakışıklı diye değil bu ilgim (bu arada Allah sahibine bağışlasın güzel çocuk), ama bu dizide gerçekten kendini katbekat aştı. Gümüş dizisi, Kıvanç Tatlıtuğ'un acemilik dönemiydi, Aşk-ı Memnu ile epeyce bir yol kat etti, Kuzey Güney'de ise oyunculuğu tavan yaptı. Tabi ki bunlar benim düşüncelerim, dünkü bölümde göstermiş olduğu performans beni kendine hayran bıraktı. Mimikleri, konuşması, duruşu harikaydı. Ancak bölümde eksiklikler vardı, Ali'nin Kuzey'i kurtarmak için Sümer'le kendisi yüzleştiği unutulmuş gibi; Kuzey'e, onu o adamların arasından kurtardığı için ettiği teşekkür çok abartılıydı (Sanki kavga Ali yüzünden çıkmış gibi). Kavga esnasında topluca Ali'ye dalan elemanlar, Kuzey'i görünce Cüneyt Arkın filmlerinde olduğu gibi teker teker kavgaya dahil oldular. Kuzey birisini dövmeden ötekileri işe karışmadı. Simay'ın, Kuzey'den o kadar korkmasına rağmen hala Güney'i tehdit etmesi. Güney'in bu kadar gıcık olması, yuh yani insan kardeşine bu kadarını da yapar mı dedittiriyor. Bunlar dizide benim gördüğüm mantık hatalarıydı. Dediğim gibi diziye değil Kıvanç Tatlıtuğ'un oyunculuğuna dikkat edin eğer izlerseniz. Sevgilerle.

LOVE ME BACKK-EUROVISION ŞARKIMIZ

İrfan Değirmenci ile sabah haberlerinde denildiği gibi Mayıs ayına kadar sürecek "Geleneksel Eurovision Şarkısı Eleştiri Şenliği" başlamıştır:) Herkesin bu konudaki fikri ayrı ve sanki herkes müzik gurusu, biz bununla sonuncu oluruz, hiç güzel değil, niye İngilizce ki parça tarzı eleştiriler var ve genel olarak beğenilmemiş gibi ama ben beğenen gruptayım. Enerjisi güzel, hoş, kıpır kıpır; güzel bir koreografiyle hiçbir eksiği kalmaz. Ben tekrar bol şans diliyorum Can Bonomo'ya, yolu açık olsun. Hala dinlemeyenler varsa işte linkkk.

21 Şubat 2012 Salı

BİTENLER 2

Bitenlerle karşısınızdayım. Çoktandır yayınlayacağım yayınlayacağım bir türlü bunlara sıra gelmedi. Epeydir bir poşet içinde fotoğraflarının çekilmesini bekliyor bu boş ambalajlar. Sırayla tanıtayım hepsini:)
1) Paradontax diş macunu: Defalarca söylüyorum, yine söyleyeceğim: hayatımın diş macunu:)) Çok memnunum, severek kullanıyorum.
2) The Body Shop-Love ETC Parfüm: Şekerli, tatlı bir koku. Severek kullandım. Şimdi Avon'un Romantic Voyage'ını kullanıyorum. Tekrar alır mıyım? Olabilir, ama aklımda The Body Shop'un White Gardenia'sı var, onu alacağım bir daha ki sefere, çok nefis bir koku.
3) Yves Rocher Inositol Vegetal ilk mimik kırışıkları için krem: Bazen anti-aging kullanmak için erken diye düşünüyorum ama bazen de gerçekten bir şeyler oluşmadan engellemek daha mantıklı geliyor. İlk anti-aging kremim olur kendisi. Aslında aklımda Nuxe Nirvanesque almak vardı (hala da var), hem doğal yapılı hem de ilk mimik kırışıklıklarına yönelik olduğu için (tek eksisi fiyatı), ama Yves Rocher'de indirim olduğu için bu kremi tercih ettim, yaklaşık 38 liraya geldi. Güzel bir kremdi. Cilt tarafından çok çabuk emiliyor, hafif de etkisi oldu gibi, ama ben bu tür şeylerde tam olarak etkiyi anlayamıyorum; zaten genelde etkisi  varsa bile ya çok hafif oluyor ya da zamanla ortaya çıkıyor. Bundan sonra Nivea Pure&Natural nemlendiricisini kullanacağım, o bittikten sonra Nuxe almayı düşünüyorum.
4) Nivea Pure&Natural mini deodorant: Bu yaseminlisiydi (lotus çiçeği olanı da var). Yanımda taşıyordum. İçinde zararlı madde yok. Tekrar alacağım.
5) Watsons Cosmoshop aseton: Beğenmedim. Açık renkli ojeleri bile çıkarırken zorluk çektim. Yarısını da lavaboya döktüm. Tekrar almam.
6) Opti-Free Lens Solüsyonu: Yaklaşık 4-5 senedir lens kullanıyorum ve ilk baştan beri Opti Free solüsyonu kullanıyorum. Mükemmel. Yenisini aldım hemen.
7) Johnsons Face Care göz makyajı temizleyici: Johnsons'ın yüz ürünlerini ilk kez Çorum'daki BİM'de gördüm. İçinde 30 tane göz pedi var, yani 15 gün rahatlıkla yeter. Ben çok beğendim bu ürünü ve tekrar almak için bizim yakınlardaki BİM'e baktım, ama bulamadım:(( Eğer bulabilirseniz denemenizi tavsiye ederim. Fiyatı da 6.90 civarıydı.
8) Son olarak da İpek Pamuk: Cildi tahriş eden, sert bir yapısı var. Şimdi Watsons markalı bir ped pamuk aldım, ondan memnunum. Yumuşak yapılı.
Şimdilik bu kadar. Hoşçakalınnn...

20 Şubat 2012 Pazartesi

ONLINEECZANEM'DEN ALDIKLARIM




Onlineeczanem'den ilk kez alışveriş yaptım. Ürünlerin paketlenişi, yanına numuneler eklenmesi çok güzel, ancak gelene kadar akla karayı seçtim. 14 Şubat akşamı verdiğim sipariş ancak bugün gelebildi (İstanbul içi) yani benim gibi tez canlıysanız ya da ürüne acil ihtiyacınız varsa sipariş vermeden önce bir kez daha düşünmenizi tavsiye ederim.
Gelelim siparişlerime, Petal Fresh şampuan ve saç kremi (sadece şampuan sipariş ettim, saç kremi hediyesiydi). Petal Fresh Şampuandan daha önceki postlarımda bahsetmiştim. Limon otlu (yağlı saçlar için) olanını tercih ettim bu sefer, umarım memnun kalırım. Benim daha önce numune olarak denediğim Petal Fresh'ler biberiye ve çay ağacıydı. 
Bir de Laconia göz makyajı temizleyici. Yunanistan'da üretilen bir markaymış. Saf organik zeytinyağı bulunuyormuş içinde. Saf organik zeytinyağı kelime grubunu görünce tabi benim aklım başımdan gitti. Ancak geldiğinde gördüm ki içinde saf olan tek şey organik zeytinyağıymış. Parabenler ürünüm içinde fink atıyorlarmış (biraz abarttım:)) Neyse zaten dayanamadım hemen denedim. Bir kaç damlası göz makyajımı temizlemek için yeterli oldu. Memnun kaldım kısacası.
Alttaki minik şişecikler de numuneler, iki tane Bioderma Sensibio H2O (denemek istediğim bir üründü, numune olarak gönderdikleri iyi oldu). İki tane Bioderma kepek şampuanı tester'ı (bunların yerine başka bir şeyler olsa daha sevinirdim), bir tane Sebamed Yüz temizleyici numunesi (bu da güzel, daha önce denememiştim). Yani lilakutudan çıkan tester'lar kadar tester çıkmış oldu onlineeczanem'den. Ürünleri denedikçe fikirlerimi burdan paylaşırım. Sevgiyle kalın.

ONCE UPON A TIME-BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ



Yabancı dizi tanıtımlarıma devam ediyorum:)) Bu da son keşfim, ne yazık ki birikmiş çok bölümü yok:(( Yani çabuk bitecek ve ben her hafta yeni bölümü beklemek zorunda kalacağım ne yazık ki... 

Dizimiz hepimizin bildiği Pamuk Prenses ve Prensin aşkıyla ilgili ama işler biraz değişik. Masalla günümüz dünyası birleştirilmiş. Ortaya tadından yenmez bir dizi çıkmış. Fantastik, duygusal ve değişik bir dizi arayanlara tavsiye ederim.

17 Şubat 2012 Cuma

İRFAN ORGA-BİR TÜRK AİLESİNİN ÖYKÜSÜ

Bu da son bitirdiğim kitap. Osmanlının son dönemlerinde rahat, huzurlu, bolluk ve mutluluk içinde yaşayan bir ailenin savaşlar sonrasında değişen yaşamları, yaşama tutunma mücadeleleri anlatılıyor. Kitap, gerçek bir yaşam hikayesi ve insanı hüzünlendiriyor, o dönemlere götürüyor. Kitap aslında İngilizce yazılmış daha sonra Türkçeye çevrilmiş. D&R'da hem İngilizcesi hem de Türkçesi var. İngilizcesinin dili yalın ve sade. İngilizcesini okumak isteyenler için bir fikir olabilir. Sevgiyle kalın.

16 Şubat 2012 Perşembe

THE BALM SHADY LADY VOL 1




Çoktandır makyajla ilgili bir post yayınlamadım. O yüzden bugün bu paletimden bahsetmek istedim.
The Balm Shady Lady Vol 1'de renkler çok canlı ve uyumlu. Bazen hangisini kullanacağıma karar veremiyorum; o derece çekici renkleri var. Kalıcılıkları da çok iyi, sabah yaptığım makyajı akşama kadar muhafaza edebiliyorum.

WATSONS'DAN KÜÇÜK BİR ALIŞVERİŞ

Watsons'a girmeden önce yine sadece ihtiyacım olanları alacağım diye kendimi ikna ettim:) Paradontax diş macunu watsons'a da gelmiş ya da daha önceden vardı ama benim haberim yoktu neyse bu diş macunundan ne kadar memnun kaldığımı daha önce anlatmıştım. Makyaj temizleme pamuğu olarak daha önce ipek kullanıyordum ama bir de watsons'ınkini denemek istedim. Dayanamayıp iki tane de makyaj temizleme süngeri aldım ama açıkçası pişman oldum. Yüz temizleme sütünü yüzüme yaydım ve bu süngerlerle yüzümü sildim, makyajı silmesine siliyorlar ama renkleri sarı olduğu için makyaj kalıntıları çok kötü göründü; bir daha sadece pamuk kullanarak temizleyeceğim makyajımı. Watsons'ın mini cep mendilleri, daha önce yaseminlisini kullanmıştım, çok güzel kokuyordu. Yaseminli kalmadığı için bu sefer bundan alayım dedim. Bunların kokusu da çok güzel. Islak mendil, klasik, bir bayanın vazgeçilmezi:)) Ve son olarak flormar'ın dipliner'ı, eve gelir gelmez denedim ve çok güzel bir sonuç aldım. Fiyatı da uygundu. Memnun kaldım kısacası.

14 Şubat 2012 Salı

PORTAKALLI CEVİZLİ KEK


Birkaç gündür portakallı tariflere takmış durumdaydım. Portakallı kurabiye mi yapsam, portakal reçeli mi yapsam derken buram buram kekik kokusu bloğunda kuru meyveli portakallı kek tarifini gördüm. Aslında amacım bu keki yapmaktı ama evde kuru meyve ve yeterince portakalım olmadığını görünce bu tariften yola çıkarak farklı bir kek yaptım. Çok da güzel oldu, buram buram kekik kokusuna teşekkür ederim.
Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 çay bardağı sıvı yağ
Yarım su bardağı süt ve yarım su bardağı portakal suyu
1 portakal kabuğunun rendesi
1 pk. hamur kabartma tozu ve vanilya
2 su bardağı un
1 su bardağı kırılmış ceviz

3 yumurta ve 1 su bardağı toz şeker iyice çırpılır. Portakal suyu, süt, sıvıyağ ve portakal kabuğu yumurta ve şekere eklenir. Hamur kabartma tozu, vanilya ve un elenerek karışıma eklenir. En son 1 su bardağı kırılmış ceviz eklenir. 170 derecede 40-50 dakika pişirilir.

13 Şubat 2012 Pazartesi

LİLA KUTU-ŞUBAT AYI

              Lila kutudan çıkanlar
               İnglot göz kalemi (kutunun gözdesi:)
         Max factör ageless elixir 2'si 1 arada fondöten sample
               Marrakesh argan yağlı saç şekillendirici sample
               Phillip Kingsley saç bakım ürünleri sample
     Loccitane armachologie relaxing body lotion sample
              Cosmed tüy azaltıcı krem ve serum sample
             Revigen dökülmelere karşı canlandırıcı şampuan
             Durance esprit çiçek özlü vücut losyonu sample
             Activar maske
Bu ay da geldi lila kutum. Lila kutuyu beklemek çok harika bir duygu bunu baştan belirteyim. Belki de biz kadınlar sürprizleri çok seviyoruz ve bu kutu olayı da bizi tam bu noktadan vuruyor. 

Geçen ayki lila kutuyla karşılaştırdığımda gerçekten zayıf bir kutu. Orjinal boyda olan tek şey inglotun göz kalemi ki belirtmem lazım bu tek başına kutuya vermiş olduğum parayı rahatlıkla karşılıyor. Göz kalemine sevindim ama şu anda ihtiyacım olan bir şey değildi yine de en azından inglotu denemiş olacağım. Cosmed tüy azaltıcı krem ve serumu deneyeceğim ama almayı düşündüğüm ürünler değil ikisi de. Max faktörün 2 poşet sample'ın ikisi de benim cilt tonuma uygun değil, halbuki lila kutuya üyelikte güzellik profili doldurmuştum, dikkate alınmamış sanırım. Revigen şampuana açıkçası hiç sevinmedim, geçen ay kutudan çıkan şampuandan memnun kalmadım, hem de sık sık şampuan değiştirmek hoşuma gitmiyor. Ancak bu ay lila kutu iki tane şampuan sample'ı göndermiş. Bunlardan biri Revigen diğeri Phillip Kingsley; Phillip Kingsley hiç duymadığım bir marka, sadece 3 tane Phillip Kingsley'in şampuan sample'ı koymuşlar, 3 şampuan sample'ı yerine keşke aynı markaya ait tonik ve saç kremini de koysalarmış. Onun dışında Activar maskeyi merak ediyorum, hoşuma gitti, değişik bir ürün. Loccitane'ın body lotion'ı deneme boyu, o yüzden memnun kaldım, ama Durance body lotion olmasına rağmen küçük bir poşet ve bir kez uygulamak o ürün hakkında bir fikir vermeyecek. Çorap iyi, hoş ama çok da gerekli değil. Genel olarak verdiğim paranın karşılığı bir kutu, ama ben 19 lirayı her ay bazısı işime yarayacak bazısı benim için "gereksiz" ürünlere vermeyi çok mantıklı bulmamaya başladım, tabi ki farklı düşünenler olabilir. Şimdilik lila kutu üyeliğimi durdurdum.

11 Şubat 2012 Cumartesi

SABAH KAHVALTIMIZ

Bugün havayı güzel görünce çok sevindim. Eve güneş girsin diye hemen perdeleri açtım. Sonra kahvaltı hazırlamaya başladım. Daha sonra eşim de bana katıldı. Soframızı süsleyen mıhlama onun marifeti:)

10 Şubat 2012 Cuma

GAMZE'YE DESTEK

Dünden beri boğazım düğüm düğüm. Aklıma geldikçe gözlerim doluyor. Göğsüme kocaman bir taş oturmuş kalkmıyor.
Dün deli-anne ve özgüranne'nin bloglarında okudum ilk kez Gamze Anne'nin durumunu. Sonra onun bloğunu ziyaret ettim. Okudukça üzüldüm, üzüldükçe ağladım, ailesiyle birlikte çektirmiş olduğu fotoğraflara baktıkça dua ettim. Gencecik bir anne, küçücük bir yavrusu var. Allah onu sevdiklerine ve oğluna bağışlasın, onun gençliğine acısın.
Bugün de Gamze'den bir haber var mı diye bakarken deli-anne'nin bloğundaki yazıya rastladım. İnternette müthiş bir örgütlenme var facebook'ta seninleyiz gamze diye bir grup oluşturulmuş, herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. Çok sevindim, çok mutlu oldum. Onun iyileşeceğine daha çok inandım. Desteklerin onu ayakta tutacağına ve o hastalığı yenmesine yardımcı olacağına eminim. En kısa zamanda ondan güzel haber almak dileğiyle...

7 Şubat 2012 Salı

Yeni Favori Dizim-Downton Abbey





Tarihi dizileri çok severim. Downton Abbey (Downton Malikanesi) dizisini yeni keşfettim ama kısa sürede bitti:(( Yeni bölümleri seneye diye duydum ve çok üzüldüm. Neyse yine de ağzımda çikolata tadı bıraktı bu güzel dizi. Bazı yerlerinde güldüm (özellikle büyükanne süper), bazı yerlerde hüzünlendim, bazen de kızdım ama izlediğimde hep güzel vakit geçirdim.
Dizi 1900'lü yıllarda soylu bir ailenin ve onların yanında çalışanların gündelik yaşamı, aşkları ayrıca Birinci Dünya Savaşının onları etkileyişi ile ilgili. Diziyi diğer dizilerden ayıran önemli özelliklerden biri her karaktere ayrı ayrı özen gösterilmiş olması ayrıca senaryosunun gayet tutarlı olması ve yaşamdan parçalar içermesi. Ben çok beğendim diziyi, tarihi dizi sevenlere özellikle tavsiye ederim. Birkaç saat kendinizi İngiltere'de Downton Malikanesinin avlusunda hissedebilirsiniz. Unutmadan Downton Abbey, Emmy ödüllerinde en iyi mini dizi ödülüne layık görülmüş.